Büyük Türkçe Sözlük
* (yer değiştirme için) Sürekli olarak, ikide bir.
* Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr.
* Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma.
* Güç atlatılan kötü durum.
* Karşıt...
* sert rüzgâr esmeye başlamak.
* hızla, birdenbire.
* telaşlı, aceleci.
* şiddetli fırtına çıkmak.
* bir yerde kavga ve gürültü çıkmak.
* Perde ayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, deniz ördeği (Thalassidroma pelagica).
* Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya.
* Fırtınalı yer veya fırtınanın çok olduğu yer.
* Çok rüzgârlı.
* Çok tartışmalı, çekişmeli, gürültülü, karışık.
* Fırttırmak işi veya durumu.
* Aklını kaçırmak, delirmek, aklını yitirmek, çıldırmak.
* Küpe ve yüzük taşı gibi bezek işlerinde kullanılan, mavi renkli, saydam olmayan hidratlı doğal alüminyum ve fosfattan oluşan değerli bir mineral.
* Prizden akım almaya yarayan araç.
* Bir eserin hazırlanmasında kolaylık sağlamak veya bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan...
* bir işle ilgili konuda gereken bilgileri fiş üzerine yazmaya başlamak, fişlemek.
* Gizli ve yavaş konuşulurken çıkan sesi anlatır.
* Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı.
* Hiçbir karşılık beklemeden.
* Tüfek, tabanca gibi hafif ateşli silâhların içine, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş...
* ortalığı karıştıracak bir söz söylemek.
* cinsel birleşmede bulunmak.
* hızla.