Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. fısıldamak.
* Gizlice haber vermek.
* Fıkramak.
* Fıslanmak işi.
* Fıslamak işi yapılmak.
* Fişlemek işi.
* Fiş üzerine yazmak.
* Bir işle ilgili konuda fiş açmak.
* Fişlenmek işi.
* Fişe geçirilmek, fişe yazılmak.
* Güvenlik kuruluşlarında dosyası bulunmak.
* Fişe yazılmış olan.
* Güvenlik kuruluşlarında kaydı bulunan (kimse).
* Fiş koymaya yarar yer veya kutu.
* Fiş olmaya veya fiş yapılmaya uygun olan.
* Giysi.
* (İskoç, Arnavut ve Yunanlılarda) Erkeklerin giydikleri kısa, plili eteklik.
* Fistan giymiş.
* Fistan yapmaya elverişli.
* Fistan giymemiş.
* Antep fıstığı, çam fıstığı veya yer fıstığı denilen yemişlerin genel adı.
* Tombul, kısa boylu, tıknaz (kimse).
* Bkz. çam fıstığı.
* Fıstıkla yapılan bir şekerleme.
* dolgun, besili ve canlı.
* çok güzel.
* Fıstık yetiştiren veya satan kimse.
* Fıstık yetiştirme işi.
* Fıstık alıp satma işi.