Büyük Türkçe Sözlük
* Çiftçi olma durumu.
* Çiftçinin gördüğü işler, tarım, rençperdik, ziraat.
* tarımla uğraşmak, rençperdik yapmak.
* İkisi bir arada bulunan veya ikili.
* (sandal, kayık için) Çift kürekli.
* At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme.
* İki namlulu av...
* (at, eşek) arka ayakları ile vurmak.
* iki namlulu av tüfeğini patlatmak.
* ekim ve biçim işleriyle uğraşmak.
* Bkz. çift dalma.
* Bkz. çift dikiş.
* tarla sürmeye gitmek.
* Bir çeşit sert ve ufak kesilmiş lokum.
* Pek pişkin (kimse).
* Çok çile çekmiş (kimse).
* İkili kıskaca alma durumu.
* başka bir işte kullanılan hayvanları sabana, pulluğa koşmak.
* Çok sevişen ve birbirinden hiç ayrılmayan kimseler.
* Birbirine bağlı küçük iki dümbelekten oluşan çalgı.
* Çifte ölçü, ikili davranış veya tutum.
* İki ayrı millet vatandaşlığına sahip olma.
* hayvanın çiftesine maruz kalmak.
* Kuş üretmeye yarar kafesli yer.
* Çiftelemek işi.
* (hayvan) Arka ayaklarıyla tepmek.
* (gemi) Havanın sertleşmesi üzerine ikinci demirini de atmak.
* Çiftelenmek işi.