Büyük Türkçe Sözlük
* Dinle ilişiği olmayan, lâdini.
* Dağın en yüksek yeri.
* Din ilkelerine dayanan egemenlik, din gücü.
* Dinin ilkelerinin özünü ve anlamını temellendirmeyi amaçlayan felsefe dalı.
* Mekaniğin kuvvet, hareket, enerji arasındaki ilişkilerini inceleyen dalı, devim bilimi.
* Devimsel.
* Canlı, etkin, hareketli.
* Çözümleme konusu yapılan veya modele dahil edilen değişkenlerin zaman içindeki değişmelerinin de dikkate alındığı yöntem.
* Dinamikleşmek durumu.
* Dinamik duruma gelmek.
* Nitrogliserin ile yapılan patlayıcı bir madde.
* Tutku, özlem, heyecan.
* Şiddetli, korkunç, hırslı.
* Kömür tozu, kil gibi maddelere emdirilmiş dinamit.
* Dinamit üreten, satan veya patlatılma işinde çalışan kimse.
* Dinamitçinin işi veya mesleği.
* Dinamitlemek işi.
* Dinamitle havaya uçurmak.
* Bir girişimi, bir kuruluşu engelleyici, yıkıcı davranışta bulunmak.
* Dinamitlenmek işi.
* Dinamitle havaya uçurulmak.
* Engellenmek.
* Devimselcilik.
* Davranışları canlı ve hareketli olan canlının özelliği.
* Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren alet.
* Kuvvetölçer.
* Yaklaşık olarak altın liranın dörtte biri değerinde olan eski bir para.
* Bahreyn, Cezayir, İran, Irak, Kuveyt, Libya, Tunus, Ürdün, Yemen ve...