Büyük Türkçe Sözlük
* çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak.
* Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı.
* Derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı.
* Eti olmayan.
* Kuru, sıska, zayıf.
* yol açtığı zarar, yaptığı iyilikten büyük olmak.
* yaptığı kötülük karşılıksız kalmak, cezasını görememek.
* yaptığı kötü davranışın karşılığını görmek.
* yapılan kötü davranışa karşılık vermek.
* yapmak istediği kötülüğü başarıya ulaştıramayan kimse, başarısızlığın üzüntüsü ve utancı içinde kalmak.
* yapmak istenilen kötülük amacına...
* Fiil kök ve gövdesine bir ek getirilerek, fiilin gösterdiği işin başkasına yaptırıldığını gösteren (fiil): Kırdırmak, bildirmek gibi.
* Taşıdığı kavram bir nesneye aktarılabilen ve geçişli veya geçişsiz fiil kök veya gövdesine -ir, -tir-, -t- eklerinden birinin veya ikisinin üst...
* Taşıdığı kavram bir nesneye aktarılabilen çatılı fiil, faktitif. Geçişli veya geçişsiz fiil kök veya gövdelerine -ir-, -tir-, -t- eklerinden...
* Ettirgen olma durumu.
* Ettirmek işi.
* Başkasının yapmasını sağlamak.
* Sebep olmak.
* Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma.
* Ön çalışma.
* Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı.
* Öğrencilerin, bir...
* incelemek, araştırmak.
* Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç.
* Türlü eşyaları kurutmakta veya temizlemekte...
* Daha çok parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan.
* Etyemezlikle ilgili.
* Etyemezlik rejimini uygulayan kimse, vejetaryen.