Büyük Türkçe Sözlük
* Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana.
* Dine göre, din bakımından.
* Dinçleşmek.
* Dinî görüşleri her alana yaymak isteyen kimse.
* Bkz. Din erki.
* Dincinin işi.
* Dinç bir durum ve görünüm kazanmak.
* Dinçleşmek işi.
* Dinç duruma gelmek.
* Dinç olma durumu, zindelik, mecal.
* Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin.
* Dindar olma durumu.
* Aynı dinden olan kimse.
* aynı dinden olmak.
* kendini kontrol edemeyecek kadar çok öfkelenmek, çok sinirlenmek.
* dinî inancını yitirmek.
* Dindirmek işi.
* Dinmesini sağlamak.
* Konaklama yeri.
* Dinlenmek için durulan yer.