Büyük Türkçe Sözlük
* Frenlemek işi.
* Bir taşıtın, mekanizmanın hareketini fren yardımıyla yavaşlatmak veya durdurmak.
* Bir gidişin, bir tutumun aşırılığını engellemek, gemlemek.
* Frenlenmek işi.
* Frenlemek işi yapılmak.
* Bazı organların çalışmasını engelleyen.
* Engelleyen, ilerlemeye, gelişmeye engel olan.
* Kafatasının biçimine bakarak insanın karakterini ve zihnî yeteneğini inceleme.
* Erkek kardeş anlamında papazlar için kullanılan bir söz.
* Yabancılara ait okullarda görevli papaz.
* Yaş duvar sıvası zerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi.
* Bu yöntemle yapılmış duvar resmi.
* Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet.
* Frezeleme işinde kullanılan takım tezgâhı.
* Teknik resme veya modele uygun her çeşit parçayı freze tezgâhında yapabilen işçi.
* Frezelemek işi.
* Bir parçayı freze tezgâhında işlemek.
* Bir geminin su yüzünden yukarı kalan bölümü.
* Dondurulmuş krema.
* Sevimsiz, soğuk (kimse).
* Soğutma özelliği olan, soğutucu.
* Buz dolabı, soğutucu.
* Cinsel soğukluk.
* Serbest vuruş.
* Eteğin açılmasıyla bacağın görünmesi.
* açık bacak görmek.
* Ovma, ovuşturma.