Büyük Türkçe Sözlük
* Alçı ile sıvamak.
* Alçı karıştırmak.
* Alçılanmak işi.
* Alçılamak işine konu olmak.
* Alçılatmak işi.
* Alçı ile kapattırmak, sıvatmak.
* İçinde alçı bulunan.
* Alçı ile sarılmış olan.
* Tavan süslemelerinde kullanılan ve çeşitli desenleri olan alçıdan yapılmış kalıp.
* kırılan bir kemiği gereği gibi kaynaması için alçıya batırılmış sargı ile sarmak.
* Çabuk ve kolay aldatılan kimse.
* Üzeri ot veya kumla örtülmüş çukur, tuzak.
* Aldanmak işi veya biçimi, kanma.
* Aldanmak işi.
* Görünüşe kapılarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak.
* Bir hileye, bir yalana kanmak.
* Düş kırıklığına uğramak.
* Avunmak, oyalanmak.
*...
* Aldatma niteliği olan, yanıltıcı, kandırıcı.
* Aldatılmak işi.
* Aldatmak işine konu olmak.
* Aldatma işi veya biçimi.
* Aldatmak işi.
* Aldatmaya dayanan davranış, aldatıcı oyun.
* Beklenmedik bir davranışla yanıltmak.
* Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden, gereği gibi uyanık olmayışından yararlanarak onun...