Büyük Türkçe Sözlük
* Giysi dolabı veya yeri.
* Bir kişinin sahip olduğu bütün giysileri, giysi takımları.
* Giydirici.
* Ceza evlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse.
* Gardiyan olma durumu veya gardiyanın görevi.
* Bkz. garaz.
* Süzgeçli testi.
* Yutmadan, su veya başka bir sıvı ile ağzı veya boğazı çalkalama işi.
* Bu maksatla kullanılan ilâçlı sıvı.
* bir sıvı ile ağzı veya boğazı çalkalamak.
* gürültüye, karışıklığa boğarak bir sözün veya bir işin etkisini azaltmak, dağıtmak, dikkatten kaçırmak.
* Kimsesiz, zavallı, garip.
* Gariban olma durumu.
* Şaşılacak şey, yadırganacak şey.
* yadırgamak, şaşırmak.
* Kimsesiz, zavallı.
* Yabancı, gurbette yaşayan, elgin.
* Yadırganan, anlaşılmamış, gizli yönleri olan, yabansı, tuhaf.
* Dokunaklı, hüzün veren...
* yadırgayarak karşılamak, tuhaf ve anlaşılmaz olarak nitelemek.
* Zavallı, şaşkın bir biçimde.
* garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
* Garipleşmek işi.
* Garip bir duruma gelmek.
* Garip olma durumu, garabet.