Büyük Türkçe Sözlük
* çaba harcamak, başarmak için çalışmak.
* Kuşak bağlama töreninde gelinin beline dolanan kuşak, kırmızı kemer.
* isteklendirmek, özendirmek, yüreklendirmek.
* bir işi yapmaya veya bitirmeye özenmek canlanmak.
* bir işi yapamayacağını ileri sürenlere kızarak veya kendisinin yapması beklenen işi başkasının yapmasından utanç duyarak başarmaya çalışmak.
* Çalışkan.
* Yan tutan, kayıran.
* Gayretkeş olma durumu.
* Gayretlenmek işi.
* Çalışma isteği duymak veya çalışma isteği artmak.
* Çalışkan, çaba gösteren.
* Gayretli olma durumu.
* Çalışmayan, çaba göstermeyen.
* Gayretsiz olma durumu.
* Artık, bundan böyle.
* Başka, diğer.
* Artık, bundan sonra.
* Ahlâka aykırı, ahlâksızca.
* Akıl dışı, irrasyonel.
* Ciddî olmayan, lâubalî, ciddiyetsiz.
* İstemeksizin, düşünmeden, elinde olmayarak.
* Bilime aykırı, bilime uymaz, bilim dışı.