Büyük Türkçe Sözlük
* Termik etki olmaksızın kendiliğinden görülen ışık.
* Gazışı ile ilgili, gazışı saçabilen.
* defol, git!.
* Gazlamak işi.
* Gaz yağı sürmek.
* (motorlu araçlarda) Motora fazla benzin gitmesini ve aracın hızlanmasını sağlamak için gaz pedalına kuvvetle basmak.
* Kaçmak.
* Gazlanmak işi.
* Gaz yağı sürülmek.
* Sindirim yolunda gaz olmak.
* Gazlaşmak işi veya durumu.
* Gaz durumuna girmek.
* Gazlaştırmak işi.
* Bir maddeyi gaz durumuna dönüştürmek.
* Gazı olan veya gaz bulaşmış olan.
* Yaralara kapatılan ince ve seyrek bez.
* Açık sarı renkte, oldukça kıvamlı, yakıcı ve yanıcı olarak kullanılan petrol ürünü.
* Sıvı veya katı yakıtı hava veya oksijen etkisiyle gazlaştırmaya yarayan araç.
* Belirli basınç altında gelen gazın hacmini ölçmeye yarayan araç, gazometre.
* Ham petrolün ilk damıtılmasında ayrılan çok uçucu, hafif akaryakıt.
* Gazların toplanması, belirli basınç altında dağıtılması için kullanılan depo.
* Gazölçer.
* Bkz. gaz ölçümü.
* ağırlığı gazoil.