Büyük Türkçe Sözlük
* bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak.
* bir kimseye büyük bir acı çektirmek.
* çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek.
* her zamankinden daha iyi cins sigara içen veya temiz havaya çıkan kişilerin söylediği söz.
* Çok sevilen (kimse).
* Eski Türk boylarından biri.
* Çığlıkla karışık ses.
* Omuz.
* İki ucuna su kabı, yoğurt tablası gibi taşınacak şeyler asılarak omuza alınan ağaç, omuzluk.
* Çığın kar üzerinde açtığı iz.
* Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika.
* İz.
* (başkalarının da uyabileceği) Yeni bir...
* bir alanda yeni bir yol, yöntem başlatmak.
* doğru ve uygun yolundan ayrılmak.
* Çığırmak işi veya biçimi.
* Çığırmak işi.
* Çağırmak, seslenmek.
* Türkü söylemek.
* Çığrışma sesleri.
* Çağırtkan.
* Bir şeyi yüksek sesle çevreye duyuran.
* Çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse.
* Çığırtkanın yaptığı iş.
* Çığırtmak işi.
* Basit, küçük, nefesli bir çalgı.
* Çığırtma çalan kimse.