Büyük Türkçe Sözlük
* Hele, özellikle, en çok.
* Genel olarak.
* Genel olarak, genellikle.
* (yöntem gereği, yöntem üzere) Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde.
* Bayrak.
* Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lâle biçiminde süs.
* Yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelerin oluşturduğu bütün, evren.
* Dünya, cihan.
* Aynı konu ile ilgili kimseler veya bu kimselerin uğraşlarının...
* sembol olmak.
* sazlı sözlü eğlenmek.
* Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan veya takan kimse.
* Bayrağı veya sancağı taşıyan, bayraktar, sancaktar.
* Önder.
* çevre ile ilgisini kesip iç dünyasına kapanmak.
* eğlenceye, zevkusefaya kapılmak.
* yakışık alır mı, uygun olur mu?.
* Bkz. elin ağzı torba değil ki büzesin.
* Dünya ölçüsünde, evrensel, üniversel.
* Açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden, açıkça.
* Gösterişli, yakışıklı.
* Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan.
* Alenîleşmek işi veya durumu.
* Herkesçe bilinir duruma gelmek.
* Açık olma durumu, açıklık.