Büyük Türkçe Sözlük
* vazgeçtim, kalsın.
* Dilenci.
* Yoksul, fakir.
* Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne.
* Dağ geçidi.
* Boşluk, eksiklik.
* Güçlük, güç durum.
* Eksik dişli.
* Yarma saldırısında...
* giderilmesi çok güç bir eksiklik veya açık ortaya çıkmak.
* düşman mevzilerindeki zayıf bir noktadan giriş yeri açmak.
* küçük bir ihtiyacını karşılamak.
* bir gelir kaynağı ele geçirmek.
* çıkan veya çıkacak olan zorlukları önlemek.
* Gediği olan.
* Bir yerle veya işle olan ilgisini sürüp götüren (kimse), sürekli, daimî.
* Astsubay.
* Gedilmek durumu.
* Gedik olmak, gedik açılmak.
* Bıçak, keser vb.nin ağızları aşınmak.
* Gedmek işi.
* Gedik açmak, çentmek, delmek.
* Geğirmek işi veya biçimi.
* Geğirmek işi.
* Midede toplanan gazı sesle ağızdan çıkarmak.
* Geğirirken çıkan ses.
* Yumuşak kaburga kemikleri.
* Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri.
* Geğrekte duyulan sancı.
* Bkz. gâh.