Büyük Türkçe Sözlük
* geçerli durumda bulunmak.
* Varlık, zenginlik.
* Varlıklı, zengin, mal mülk sahibi.
* bir kimsenin sahip olduğu her şey.
* zengin olanın gücü her şeye yeter.
* Var olma durumu, mevcudiyet.
* Var olan her şey.
* Para, mal, mülk, zenginlik.
* Önemli, yararlı, değerli şey.
* İyi yaşayacak kadar geliri...
* Varlık bilimi uzmanı.
* Konu olarak eski Yunan felsefesinden beri ele alınan ve Aristoteles'in ilk felsefe, adını verdiği, var olanların özü üzerine bilim, ontoloji.
* Yaratılanla yaratanın bir oluşunu, tek kaynaktan geldiğini savunan tasavvuf görüşü, vahdetivücut.
* kendinden beklenilen görevi yerine getirmek, beğenilir bir işyapmak.
* bolluk içinde sıkıntısız yaşamak.
* Bkz. varlık sebebi.
* Var oluşun sebeplerini irdeleyen ve araştıran düşünce.
* Malı mülkü olan, zengin (kimse).
* Varlıklı olma durumu.
* Malı, mülkü, geliri çok olmayan, yoksul (kimse).
* herhangi bir engel yüzünden elindeki imkândan yararlanamamak.
* Varmak işi.
* Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak.
* Belli bir duruma veya düzeye gelmek.
* Hoşolmayan bir sona ermek.
* Bir şeyi iyice...
* Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı.