Büyük Türkçe Sözlük
* henüz alışmadığı bir işte zorluk çekmek, bocalamak.
* düşüncesizce hareket etmek, acemice davranmak.
* Klâsik Türk müziğinde birleşik bir makam.
* Acemleşmek durumuna gelmek.
* Kültür ve medeniyet bakımından İran'ı veya İran halkını örnek almak.
* Kendini İranlı gibi hissetmek veya İranlı gibi davranmak.
* Acemleştirmek işi.
* Kültür veya medeniyet bakımından İran'ı veya İran halkını örnek aldırmak, Acem kültürünü yaygınlaştırmak.
* Bir kuruluşun malî veya ticarî işlerini kazanç karşılığında yürüten ticarethane.
* Vapur ortaklığı veya banka şubesi.
* Bir kurumun veya...
* Acentenin yaptığı iş.
* Acente kuruluşu.
* Acaba.
* Acizler, güçsüzler, eli ermezler, düşkünler.
* Tat alma organında bazı maddelerin bıraktığı yakıcı durum, tatlı karşıtı.
* Tadı bu nitelikte olan.
* Keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli.
* Renk...
* Birbirini kesen iki yüzeyin veya iki doğrunun oluşturduğu çıkıntı.
* Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun...
* Acı olarak, acı vererek, acı duyurarak, üzüntü içinde.
* Dokunaklı, kırıcı, üzücü olarak, üzüntü içinde.
* Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç, kavasya (Quassia amara).
* Gülgillerden bir meyve ağacı (Amygdalus amara).
* Bu ağacın acımtırak, keskin kokulu meyvesi.
* İrmik ve şekerle yoğrularak üzerine acıbadem konduktan sonra fırında pişirilen bir çeşit kurabiye.
* Baklagillerden, acı olan taneleri suda tatlılaştırılarak yenilen otsu bir bitki, Yahudi baklası (Lupinus termis).
* Deli bal.
* Sazangillerden, Avrupa'da ve ülkemiz göllerinde yaşayan, 8-10 cm uzunluğunda bir balık, gördek (Rhodeus amarus).