Büyük Türkçe Sözlük
* Gelmek işini yapan (kimse veya nesne).
* Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).
* yönetim kimde olursa olsun benim için fark etmez.
* Gelip geçenler, gelenler, uğrayanlar.
* Gelenler, uğrayanlar, ziyaret edenler, gelip geçenler.
* bir işe veya göreve sonradan gelenin, orada daha önce çalışandan daha başarısız, kötü olabileceğini anlatır.
* biri ötekinin yerine geçen büyüklerine hoş görünmek yolunu tutanlar için söylenir.
* Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel...
* Geleneklere bağlı (kimse).
* Toplumsal kurumları ve inançları daha çok geçmişten süregeldikleri için benimseyen, saygın tutan, destekleyen, yeni kültür ögelerine daha az...
* Gelenekleşmek işi.
* Gelenek durumuna gelmek, gelenek değeri kazanmak.
* Gelenekleştirmek işi.
* Bir şeyi gelenek durumuna getirmek.
* Geleneği olan, geleneklere dayanan.
* Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi.
* Gelenekselleşmek durumu.
* Gelenek durumunu almak.
* Tarla faresi, büyük fare.
* Yerli, temelli olmayan, geçici.
* Bir iş üzerinde sürekli olarak durmayan, sebatsız.
* Gelip geçici, sebatkâr olmayan (kimse).