Büyük Türkçe Sözlük
* Gelinlerin başlarına takılan, parlak, uzun, ince gümüş tel.
* gelinin yüzünü değişik süs gereçleriyle bezemek.
* Bir ahlat türü.
* Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki (Papaver rhoeas).
* Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli...
* Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, içine gelincik, haşhaş, kırlangıç otu gibi bitkileri alan familya.
* Kuşkirazı.
* kesin sonuç alınmadan hiçbir işe oldu bitti gözüyle bakılmaz.
* Gelin olma durumu.
* Gelin giysisi.
* Gelin giysisi yapmaya uygun (kumaş).
* Gelin olma çağına gelmiş (kız).
* Gelin için hazırlanmış.
* Genç kızların evlenme dönemi.
* (gelin) kocasının yakınları yanında bir süre başını örtmek.
* Gelinlik diken veya satan kimse.
* Gelinmek işi.
* Gelmek işi yapılmak.
* Uzun taneli bir üzüm türü.
* vakti gelmek, kaçınılmaz olmak.
* Sürekli olmayan, kısa süreli.
* bir yerden geçmek.
* bir süre bir makam, bir yer vb.inde bulunmak.
* kısa bir süre etkin olmak.
* Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat.
* Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandığı para...
* Bir ülkenin toplam gelirinin o ülkenin bireyleri arasındaki dağılımı.
* Sağlanan ve harcanan paralar.