Büyük Türkçe Sözlük
* Para sağlama yeri veya faaliyeti.
* Kişilerin gelirlerinden, bir oran ölçüsünde devlete ödedikleri dolaysız vergi.
* Gelmek işi veya biçimi.
* Herhangi bir, özensiz, itinasız, baştan savma, rastgele, lâlettayin.
* Gelişmek işi, serpilip büyüme.
* İlerleme, inkişaf, tekâmül.
* Gelişmiş olan, mütekâmil.
* Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül.
* Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği...
* Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak.
* İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek.
* Şişmanlamak.
* Geliştirme özelliği olan.
* Geliştirilmek işi.
* Geliştirmek işi yapılmak.
* Senaryonun hazırlanmasında özet ile ayrımlama arasında yer alan aşama.
* Geliştirmek işi.
* Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak.
* Gelmek işi.
* Gelmiş olan.
* Yetişme.
* Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi.
* Bir yere gitmek, varmak.
* Geriye dönmek.
* Oturmaya, ziyarete gitmek.
* İsabet etmek.
* Varmak, ulaşmak.
* Varlığını sürdürmek, yaşamak...
* İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik.
* Bugüne kadar gelmiş olan.
* yaşantı veya durumun rahatlığını anlatır.
* sorumsuzca davranıp işine gereken önemi vermemeyi anlatır.
* Atı yönetmek için ağzına takılan demir araç.