Büyük Türkçe Sözlük
* Hızla ve savurtarak çıkarmak.
* Fışkırtmak.
* Geri dönmek zorunda bırakmak.
* Püskürme durumunda bulunan yanardağdan çıkan maddelerin bütünü, lâv.
* Püskürtmek işini yapan araç veya kimse.
* Püskürtülmek işi.
* Püskürtmek işi yapılmak.
* Püskürtmek işi veya biçimi.
* Yanardağın püskürmesiyle ortaya çıkan.
* Yanardağından püskürme sonucu katılaşmış duruma gelen taş.
* Püskürük.
* Bkz. pusula (I), (II).
* Puslandırmak işi veya durumu.
* Puslu duruma getirmek.
* Puslanmak işi.
* Hava hafif sisli bir durum almak.
* Buğulanmak.
* Puslanmış, pusarık, hafif sisli.
* Üzerinde pus bulunan.
* Bkz. süslü püslü.
* Pusmak işi.
* Sinmek.
* Bir şeyi kendine siper edip saklanmak.
* Ortalığıhafif sis kaplamak, pusarmak.
* Eşcinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden sapık erkek çocuk.
* Ağır ve kaba sövgü sözü.
* birinin ilencine uğrayıp kötüleşmek, mahvolmak.