Büyük Türkçe Sözlük
* (ülke, toplum için) Az gelişmiş.
* Az gelişmişlik.
* yapmamazlık etmemek.
* Bkz. arka plânda.
* geriye doğru saymak.
* Merminin atılışı sırasında, bir ateşli silâhın namlusu içinde gazların geriye doğru sıkıştırmasından ileri gelen hareket.
* aldığı yere veya kimseye vermek, iade etmek.
* Otomobilin geri gitmesini sağlayan dişli düzeni.
* Zekâ düzeyi gelişmemiş.
* Yaşlanma ile ilgili sağlık konuları üzerinde duran tıp dalı, yaşlılık bilimi.
* Toplumda yeniliklere değer vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni getirmeye çalışan (kimse veya görüş), mürteci.
* Bir organı...
* Gerici olma durumu veya gerici davranış, irtica.
* gizlice, sinsice uzaktan, yakın bir ilgi göstermeyerek.
* Kendini önemli göstererek, kabara kabara, kasılarak.
* Kendi üstüne geri dönen veya döner görünen.
* Gerilemek işi.
* Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi.
* Bir dokunun, bir organın bir...
* Geri çekilmek, geriye çekilmek.
* Daha aşağı bir dereceye düşmek.
* (hastalık) Gelişmeksizin yok olmaya yüz tutmak.
* Bir tepki karşısında katı...
* Geriletmek işi.
* Gerilemesine yol açmak.
* Geri giden, gerileyen.