Büyük Türkçe Sözlük
* Kolları açarak, gövdeyi gergin bir duruma sokmak.
* Rahatlık, mutluluk, övünç duymak.
* Dağların ve tepelerin üst kısmı, sırt.
* Geldiği yere veya ters yöne doğru, geriye dönmek.
* Yeniden, tekrar, bir daha.
* Gerisingeri.
* tehir etmek.
* yüzünü arkaya çevirip ters yöne gitmek.
* makable şamil olmak.
* Lâğım, keriz.
* edepsiz bir kimseye edepsizliğini göstermeye fırsat vermek.
* Cermen dilleri uzmanı.
* Cermen dillerini konu olan bilim dalı.
* Alman dostu, Alman yanlısı, Almansever.
* Atom numarası 32, atom ağırlığı 72,6 ve yoğunluğu 5,46 olan, 937,4° C de eriyen, kalay ve silisyumu andırır, az rastlanır bir element...
* Germek işi.
* Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde.
* Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların...
* Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek.
* Gergin bir şeyle örtmek.
* (kol, bacak için) Uzatmak.
* (sinir...
* Kale, kermen.
* Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü.
* Zarf-fiil.
* Karadeniz bölgesinin genellikle siyah renkli ibikleri boynuz biçiminde çatallı, yerli bir tavuk ırkı.
* Geri zekâlı sözünün kısaltılmış biçimi.
* Psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan görüş.
* Biçim, boy, durum, yapı.