Büyük Türkçe Sözlük
* Gevezelenmek işi.
* Gevezelik etmek.
* Geveze olma durumu, lâfazanlık.
* Düzensiz, gelişigüzel konuşma, yazma.
* saçma sapan konuşmak.
* yârenlik etmek.
* Cevher.
* (hayvan için) Çiğneme.
* Çift parmaklı hayvanların, sindirim organları geviş getirmeye uygun olan alt takımı.
* yutmuş olduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek.
* Çift parmaklılar takımına giren, mide yapıları basit olan bir alt takım.
* Gevmek işi.
* Ağızda katı bir şey çiğnemek, geviş getirmek.
* Çok gevrek veya incecik.
* Çok taze, yumuşacık.
* Kolayca kırılıp ufalanan.
* (gülüş için) Şen, neşeli.
* Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek.
* kendine güvendiğini veya karşısındakini hafifsediğini anlatır.
* Gevrek yapan veya satan kimse.
* Gevrekçinin işi veya mesleği.
* Gevrek olma durumu.
* Gevremek işi.
* Kolay kırılır duruma gelmek.
* Ekin olgunlaşmak.
* Gevretilmek işi.