Büyük Türkçe Sözlük
* Sedef otugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki (Dictamnus fraxinella).
* Eğrelti otugillerden, Kuzey ve Batı Anadolu'nun kıyı kesimlerinde yetişen, yaprakları uzunca dil biçiminde çok yıllık otsu bir bitki...
* Geviş getirenlerden geyik, alageyik, karaca gibi hayvanları içine alan bir familya.
* hiçbir zaman olmayacak işler için söylenir.
* Dansçı ve şarkıcı Japon kadını.
* Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını.
* Okun, kirişe geçen ucundaki kertik.
* Tüfek, tabanca gibi ateşli silâhlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz...
* tüfekle yapılan atışlarda daha iyi nişan almak için kullanılan bir söz grubu.
* Gezdirilmek işi.
* Gezdirmek işi yapılmak.
* Gezdirmek işi veya biçimi.
* Gezdirmek işi.
* Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak.
* Tanıtmak amacıyla dolaştırmak.
* Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek.
* Sürterek...
* tüfeği hedefe doğrultmak.
* Güneş çevresinde dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimlerinin ortak adı, seyyare, plânet.
* Çok gezen (kimse).
* Güneş çevresinde dolanan cisimler arasındaki boşluk.
* Gezelemek işi.
* Düğünden sonra, gelin ve damadın akrabalarına yaptıkları ziyaret.
* Gezinmek.
* Sıkıntı bir durumda dolaşmak, gezinmek.
* Vaktini gezmekle geçiren, gezmeyi çok seven, gezeğen.
* Pille çalışan kulaklık aracılığı ile müzik dinlemeye yarayan, insanın üzerinde taşıyabileceği teyp, walkman.