Büyük Türkçe Sözlük
* Gidertmek işi.
* Giderilmesine, ortadan kaldırılmasına yol açmak.
* Şaka yollu söylenen azarlama sözü.
* Bir şeye duyulan özlem ve isteği belirtmek için kullanılır.
* Ahlâksız, pezevenk.
* Çocukları gıdıklar veya güldürürken söylenen söz.
* Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan, kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı.
* Ölmek üzere olan.
* Çene altı, gerdan.
* Gıdıklamak işi.
* Vücudun bazı yerlerine dokunarak birinde ürperme veya gülerek kaçınma ile beliren bir sinir tepkisi uyandırmak.
* Eğlendirici, hoşa giden sözler...
* Gıdıklanmak işi.
* Gıdıklamak işi yapılmak.
* Gıdıklamak işi veya biçimi.
* Gidilmek işi veya biçimi.
* Gidilmek işi.
* Gitmek işi yapılmak.
* Küçük parça, bir miktar.
* Azar azar, yavaş yavaş.
* Bir tasarımdan ötekine geçerek, çıkarımlar yaparak, bir önermeden ötekine mantıkî bir yolla ilerleyerek, parçalardan bütünlüğü olan bir düşünce...
* Gidiş, dönüş.
* Gitmek işi.
* Gitme biçimi, tempo.
* Tutum, durum, davranış.
* Bir yere gitme.
* Padişahların saray dışı gezilere çıkmaları dolayısıyla düzenlenen tören.