Büyük Türkçe Sözlük
* Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, burgaç.
* Tehlikeli yer veya durum.
* Bir üretimde yararlanılan para, gereç ve işgücü, çıktı karşıtı.
* Yakın ilişki.
* Bilinmeyen karışık yönler, ayrıntılar.
* Bir üretimde yararlanılan para, gereç ve işgücü.
* saklanmak veya saklanmak istemek.
* Hafif bulutlu, sisli hava.
* Girenlemek işi veya durumu.
* Hava bulutlanmak, serinlemek.
* Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı.
* Girgin olma durumu.
* Mekanik olarak çalışan süpürge.
* Açık denizlerde balık avlamakta kullanılan büyük ağ.
* Mekanik düzenekli süpürme aracının firma adı ve bu...
* Boş laf etmeyi seven, alaycı, komik (kimse).
* Gırgırlamak işi.
* Gırgırla süpürmek.
* Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık.
* (eski güzel yazı sanatında) Boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı).
*...
* Tutulmuş, yakalanmış.
* yakalanmak, tutuklanmak.
* Girift olma durumu .
* Girift çalan kimse.
* Sert ve gürültülü ses çıkararak.
* Girilmek işi veya biçimi.