Büyük Türkçe Sözlük
* Girilmek işi.
* Girmek işi yapılmak.
* Girmek işi, girme.
* Bir yere girmek hakkını gösteren kâğıt, giriş kartı, duhuliye kartı.
* Düz bir yüzeyde bulunan içerlek bölüm.
* Girintisi olan.
* Düz veya düzgün olmayıp girinti ve çıkıntıları olan.
* Girintisi olmayan.
* Düzgün, dümdüz.
* az kalmak üzere uğramak.
* bir yere sık sık gelmek.
* Girmek işi veya biçimi.
* Bir yapıda girip geçilen yer, methal, antre.
* Bir eserin konusunu tanıtarak kolay kavranmasını sağlayan, ön sözden...
* Yapılarda içeri girmek için kullanılan kapı.
* Bir kuruluşa, bir toplantıya veya bir spor karşılaşmasına serbestçe girebilme olanağı sağlayan belge.
* Bkz. yer katı, zemin katı.
* Bir gösteriyi görmek için ödenen ücret, duhuliye.
* Birbirinin içine girmiş, karışmış olan, girift.
* Kıvrılarak, birbirinin içine geçerek uzayıp giden, yapraklı dalları andıran geometrik görünüşte birtakım biçimlerden oluşmuş bezeme çizgileri...
* Bir temel cümle ile bir veya birkaç fiilimsiden kurulan cümle, mudil cümle: Koşarak geldi. Öğrenciler sabahleyin koşa koşa okula gidiyorlardı gibi.
* İçinde tümleç, sıfat tamlaması veya zarf bulunan tamlama: Ali'nin eve gelmesi gibi.
* Girişilmek işi.