Büyük Türkçe Sözlük
* (çayı) Şekerini ağızda tutarak içmek.
* İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer.
* Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı, kitara.
* Gitar çalan kimse.
* Gitarcı olma durumu.
* Gitarcı.
* Zaman ilerledikçe, giderek, gittikçe, ileride.
* Gitmek işi.
* Bir yere doğru yönelmek.
* Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
* Çıkmak, ulaşmak.
* Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle...
* emir kiplerinden sonra gelerek buyurulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatır.
* geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek, istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını...
* yaşayabileceğinden umut kesilecek kadar ağır hastalık geçirip de iyi olanlar için söylenir.
* söz konusu olan şeyin bir daha gelmeyeceğini, ele geçmeyeceğini anlatır.
* Zaman ilerledikçe, gitgide, giderek.
* Keman vb. çalgıların çıkardığı sesleri anlatmak için kullanılır.
* Kendi yokken, ortada olmaksızın.
* Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden.
* (bir kimse) Bulunmadığı sırada yapılan, verilen.
* Uzaktan, görüşmeden (olan).
* Kendi yokken arkasından verilen hüküm.
* Kendi yokken arkasından yapılan tutuklama.
* Kendi yokken, arkasından.