Büyük Türkçe Sözlük
* ana ve babaları bir olduğu hâlde kardeşler arasında çeşitli farklılıklar bulunur.
* Bkz. pencüse.
* Günün belirli beş vaktinde kılınan namaz.
* Beş yüzü olan cisim.
* Beş yüz liralık bütün kâğıt para.
* İçinde beş yüz tane bulunan.
* Yiğitlik, yararlılık.
* İyi haber, müjde, muştu, erim.
* Pek ucuz.
* Açık, apaçık, çok belli.
* Anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki.
* Çok kötü.
* İri muşmula.
* Bkz. eselemek beselemek.
* İnsanoğlu, insan.
* Beş sayısının üleştirme biçimi, her birine beş, her defasında beşi bir arada.
* insan her zaman yanılabilir.
* Tüylü ve damızlık erkek deve.
* İnsanoğlu ile ilgili.
* Bedensel, bedenle ilgili.
* İnsanların yerleşik bulunduğu yöre ile ilgisini ve o yörenin veya yerin türlü olaylarını inceleyen coğrafya kolu.
* İnsanlık, insanoğulları.
* Beşeriyet yanlısı (kimse), hümanist, insancıl.
* Beşeriyetçi olma işi veya durumu, hümanizm, insancıllık.