Büyük Türkçe Sözlük
* Uzun yolda hayvanların durup işedikleri ve biraz dinlendikleri yer.
* Kaşandırmak işi.
* Hayvanı durdurup işetmek.
* Büyük, süslü köşk, saray gibi yapı.
* Kaşanmak işi.
* (Hizmet ve binek hayvanları için) Durup işemek.
* Koyun sütünden yapılan, tekerlek biçiminde, sarımtırak, yağlı bir peynir.
* Oyunda açıkgöz, kurnaz olan kimse.
* Kaşar.
* Kaşarlanmak işi.
* Bir işte, bir hareketle çok tecrübe kazanmak.
* Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymamak.
* Kaşarla yapılmış.
* Kaşarlanmış.
* Başa ve alna bağlanan bağ, çatkı.
* Damga, mühür.
* Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllâçtan küçük kap.
* Cam, çini, toprak vb. den yapılmış derince çanak.
* Küçük kâse.
* Kulağın dolambacında bulunan ve lenf ile dolu olan küçük zarsı organ.
* Bütün beslenme işlevlerinin bozulmasıyla oluşan ileri derecede zayıflık.
* Kaşelemek işi.
* Resmî bir belgeyi kaşe ile damgalamak, mühürlemek.
* Kaşelenmek durumu.
* Kaşelemek işi yapılmak.
* Kaşeletmek işi.