Büyük Türkçe Sözlük
* Beşer beşer sıralanmış.
* Bkz. esermek besermek.
* Beş kenarlı çokgen.
* Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirmek işi.
* Bir şeyi istenilen durumda tutmak ve oturtmak için kullanılan takoz gibi...
* Tohumların içinde embriyonu çevreleyen bölüm.
* Yumurta akı maddesi.
* Besi dokusu olan.
* Besi doku.
* Besi dokusu olmayan.
* Beslenmek amacıyla yavru iken alınan veya besiye çekilen hayvan.
* Besleme değeri oldukça yüksek mera bitkileri ile kaplı olan ve gerektiğinde ilâve yemler de verilerek özellikle kesime gönderilecek hayvanların...
* Tohum çimlenirken yeni çıkan bitkiyi beslemeye yarayan ve embriyonun çevresine yayılmış bulunan besleyici maddelerin bütünü.
* Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su.
* Kadınların süs için takındıkları, beş altın lira değerinde olan altın.
* Bkz. beşibirlik.
* Sığır, davar gibi hayvanları besleyerek semirten, satan kimse.
* Besicinin yaptığı iş.
* çocukluğundan veya çok eskiden tanımak, büyümesine hizmet etmek.
* Besi yapılan yer.
* Süt çocuklarını yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola.
* Bir şeyin doğup...
* Daha beşikte iken anası babası tarafından nişanlanmış kimse.