Büyük Türkçe Sözlük
* Alışveriş işlerinin yapıldığı veya düzenlendiği şube, yer.
* Alım satım bürosu.
* Allah "Allah bilir" anlamına gelen bu söz, söylenen bir sözün doğruluğuna inandırmak için kullanılır.
* Âlime yakışan, âlimin yaptığı gibi.
* Başkasının hesabına alacak toplayan veya kabul eden kimse.
* Alımı olan, çekici, cazibeli.
* Kurumlu, çalımlı, gururlu.
* Gösterişli, güzel.
* Bilginlik.
* Alımlı olma durumu.
* Alımı olmayan, cazibesiz.
* Alımsız olma durumu.
* Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü.
* Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi.
* (bazı şeylerde)...
* İki kaşın arası, alnın ortası.
* Bkz. ar damarı çatlamış.
* Emek.
* çok emek vermek, zahmetli bir iş görmek.
* hak ederek, çalışarak, emek vererek kazanmak.
* Yazgı, talih, kader, mukadderat.
* Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir çeşit yemek.
* Para veya başka bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz.