Büyük Türkçe Sözlük
* Diz kapağından yukarıda, çeşitli kısalıkta etek.
* 10, 12 kişilik küçük otobüs.
* Minibüsü olan, minibüs alıp satan veya işleten kimse.
* Minibüs işletme işi.
* Çok küçük, ufacık.
* Küçük ve sevimli.
* Minimum.
* Silindir biçimindeki nesnelerin iç çaplarını denetlemekte kullanılan ölçü aleti.
* Küçücük.
* Pek küçük (çocuk).
* Bir şey için gerekli en az veya en küçük (derece, nicelik).
* Değişken bir niceliğin inebildiği en alt, asgarî, minimal.
* Küçük (harf).
* Bkz. vizon.
* İletki.
* Çok küçük, minimini.
* Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu.
* Bir iyiliğe karşı teşekkür etme, memnuniyet duyma.
* birinin iyiliğine karşı kendini borçlu durumdan kurtarmak için, karşılık olarak bir iyilikte bulunmak.
* birinin iyiliğine karşı kendini ona borçlu saymak.
* boyun eğip yalvarmak.
* Bir kimsenin gördüğü iyiliğe karşı teşekkür borcu olan, gönül borçlusu.
* birinden görülen iyiliğe karşı teşekkür duygusu beslemek.