Büyük Türkçe Sözlük
* Besletmek işi veya durumu.
* Beslemek işini başkasına yaptırmak.
* Besleyen, beslemeye yarayan, besin değeri yüksek, mugaddi.
* Yüz ve boyunda güneş lekelerini azaltıp ölü hücreleri atan krem türü.
* Bkz. besili.
* Beş parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden beş tane bulunan.
* İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde beş işareti bulunan kâğıt veya...
* Beş para, beş kuruş veya beş lira değerinde olan akçe.
* Beşi bir arada olan, beş tane alabilen.
* kendine değer vererek bir yere yayılıp oturmak.
* Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, yollu bir çeşit kumaş.
* Çıkrıkçı tezgâhının kütüğü.
* Tabaklanmamış ham deri.
* "Acıyan ve esirgeyen Tanrı'nın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen Arapça bismillahirrahmanirrahim sözünün kısaltması.
* bismillahirrahmanirrahim sözünü söylemek.
* Çocuklar için "piç" anlamında kullanılan bir sövgü.
* Besmele çekmeden.
* Az sayıda, biraz.
* Beş ve on santim ölçülerinde biçilmiş kereste.
* Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster).
* Beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş.
* Gülgillerden, yol kıyılarında ve çayırlarda yetişen, sürgüne karşı kullanılan bir bitki, kurt pençesi (Potentilla reptans).
* Bkz. beşparmak.
* Beştaşla oynanan bir tür çocuk oyunu.
* Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü.
* bestelemek.
* bir müzik eseri yaratmak.
* Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör.