Büyük Türkçe Sözlük
* o yerin her yanını iyice bilmek.
* incelemeden gelişigüzel yapmak.
* bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak.
* ezberden yapmak.
* model veya doğa karşısında durmayarak fikirden tasavvur ve tahayyül suretiyle resim yapmak.
* Belleğinde.
* Ezberlemek işi.
* Bir şeyi olduğu gibi akılda tutmak, ezber etmek.
* Ezberlenmek işi.
* Ezberlemek işi yapılmak.
* Ezberletmek işi.
* Ezberlemesini sağlamak.
* Ezberlemek işi veya biçimi.
* Başlıca, belli başlı olarak, esas olarak.
* Örnek olarak.
* Ezdirmek işi.
* Ezmek işini yaptırmak.
* Ezdirtmek işi.
* Ezdirmek işini yaptırmak.
* Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik.
* Ezelden ebede kadar, ebediyen.
* Başlangıcı olmayan, öncesiz.
* Eski.