Büyük Türkçe Sözlük
* Cildiyeci olma durumu.
* Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem.
* Zahmet, sıkıntı.
* İpek, yün, pamuk gibi her türlü iplik...
* çok sıkıntı çekmek.
* sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek.
* Dinî maksatlarla ve törelere bağlı olarak tabiî eğilimleri ve beden isteklerini yenmek için isteyerek acı çekme.
* çok kızdırmak.
* olup bitenler karşısında sabrı ve dayanıklığı kalmayıp taşkınlık göstermek.
* çile süresini bitirmek.
* Dervişlerin çile doldurduklarıyer.
* Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki.
* Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi.
* Çilek ve şekerden yapılan kokulu bir tür reçel.
* Çilekten sıkılan meyve suyu.
* Bir tür üzüm.
* Çilek yetiştiren veya satan kimse.
* Çilek yetiştirme veya satma işi.
* Birçok sıkıntılı ve üzüntülü durumlara düşmüş olan.
* Çilekeş olma durumu.
* Çilesi olan, çok sıkıntı çekmiş olan.
* Çok üzüntülere yol açan.
* Yağmur çiselemek.
* Nemlenmek, ıslanmak.
* (bülbül) Şakımak.
* Hafif yağmur, serpinti.
* derviş ve tarikat ehlinin sadece dua ve ibadetle geçirmeleri gereken süreyi tamamlayarak çileden çıkması.
* üzücü ve sıkıntılı bir durumdan...