Büyük Türkçe Sözlük
* İşbırakımı yapan kimse, işbırakımcı.
* Altında bulunan ve değişik açılarda çalışabilen bıçağı ile toprağı kesen veya yayan yol makinesi.
* Greyder kullanan, yapan veya satan kimse.
* Turunçgillerden sıcak bölgelerde yetişen bir meyve ağacı (Citrus decumana).
* Bu ağacın kanarya sarısı renginde, tadı acımsı meyvesi, altıntop.
* Kül rengi, boz.
* Izgara.
* Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları ve ateşle beliren, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza.
* Grip hastalığına yakalanmış kimse.
* Normal sıcaklık ve basınçta kömür ocaklarında açığa çıkan ve büyük bölümü saf metandan oluşan, kolayca tutuşabilen gaz.
* Bkz. grizuölçer.
* Maden ocaklarında havanın grizu oranını ölçmeye yarayan cihaz, grizumetre.
* On iki düzine.
* Bir geminin kullanılan bölümünün ton birimi cinsinden karşılığı.
* Herhangi bir groston ölçüsünde olan.
* Eski Çağ Roma yapılarında bulunan tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme üslûbu.
* Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak şakalaşmalardan...
* Aynı yerde bulunan kimse ve nesneler bütünü, küme, öbek.
* Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü.
* Ortak özellikleri olan varlıklar...
* Birden fazla kişi veya nesnenin oluşturduğu küme, öbek öbek, posta posta.
* Benzer yapı ve görünüşteki elemanların kendi aralarında üst üste veya yan yana konulmasıyla elde edilen bir sistem mobilya.
* Gruplandırmak işi.
* Gruplara ayırmak.
* Dağınık olan şeyleri toplayarak grup oluşturmak.