Büyük Türkçe Sözlük
* Bir ülkenin ekonomi, tarım gibi işlerinde tutulan güdümlü yol.
* Bir görüş, kanı veya inancı benimsetme çabası.
* Belli bir amaca veya inanca yönlendirmek.
* Güdülebilen, yönetilebilir.
* Belirli bir plân veya yönde yürütülen bir amacı, bir eğilimi yansıtan.
* Belli bir siyasî ve toplumsal ideoloji doğrultusunda oluşturulan sanat.
* Güdümlü olma durumu.
* Yarlıgama.
* Müzik eserlerinin yazılı metni, söz.
* Güfte yazan kimse, söz yazarı.
* Bkz. hüsnüyusuf.
* Gugukgillerden, genellikle Avrupa'da yaşayan, dişileri başka kuşların yuvasına yumurtlayarak yavrularının bakım işini onlara gördüren, sırtı...
* tek başına kalmak veya oturmak.
* birine guguk diye haykırmak.
* Omurgalı hayvanların, kuşlar sınıfının bir familyası.
* Guguklu saatin kısa söylenişi.
* Saat başlarını ve buçukları bir guguk kuşunun açılan küçük kapıdan veya pencereden çıkması ve ötmesiyle bildiren saat.
* Yandan kulplu, boynu uzun, genellikle bakırdan su kabı.
* Tarımda gübre, hekimlikte ilâç olarak kullanılan, barut gibi patlayıcı maddeler yapımına yarayan, beyaz renkte ve ince billûrlar durumunda...
* Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa).
* Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği.
* Altın böcek.