Büyük Türkçe Sözlük
* Güldürmek işi.
* Gülmesine sebep olmak.
* Güldürme özelliği olan.
* İnsanların, olayların, durumların gülünç yönlerini belirten sahne eseri, komedi, fars.
* Gülmeyi sağlayan, gülmeye yol açan, komik.
* Gülerek.
* Mutlu, güzel günlerde uğurlama için kullanılan seslenme sözü.
* "Üzüntüsüz bir hayat sürerek, gönül ferahlığı ile (giy, otur, kullan...
* sevinerek, neşe ile.
* Her zaman gülümseyen, mütebessim.
* Sevimli ve cana yakın tavırları olan (kimse).
* Güleç olma durumu.
* Güler yüzlü, çok gülen (kimse).
* hem gülünecek hem üzülünecek nitelikteki şaşırtıcı olaylar karşısında söylenir.
* İçten ve yapmacıksız, yumuşak, okşayıcı davranış.
* Yakınlık gösteren, içten davranan.
* Güler yüzlü olma durumu.
* yersiz görülen bir düşünceye karşı hafifseme olarak söylenir.
* görünürdeki iyiliğine güvenilmemesi gereken (kimse).
* İki direkli yelkenli bir savaş gemisi türü.
* Çilek, armut, elma, badem gibi türleri içine alan, ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, örneği gül olan bir bitki familyası.
* Gürültü, şamata.
* Ebe gümecigillerden, yaprakları geniş ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan, çok yıllık otsu bir bitki (Althaea rosea).