Büyük Türkçe Sözlük
* kovmak.
* büyük abdest yapmak.
* belli etmek, açıklamak.
* Bkz. dışevlilik.
* Taşralı, dışarlıklı.
* Kapalı, sınırlı bir yerin ötesi.
* Taşra.
* Taşralı.
* Konakçının üzerinde yaşayan ve çoğunlukla kan emen asalak.
* Kabuğu ince olduğu için dişle kırılabilen bir badem türü.
* Magmanın sokulmasıyla, komşu kayaçların uğradığı başkalaşma, egzomorfizm.
* Besinini organik maddelerden sağlayan, heterotrof.
* Besinin organik maddelerden sağlama, heterotrofi.
* Zeytingillerden, kerestesi sert ve değerli bir ağaç (Fraxinus excelsior).
* Bu ağaçtan yapılmış.
* Yüzeyi tümsek, çıkık ve şişkin olan, tümsekli, muhaddep, konveks.
* Dışa doğru çukur, şişkin veya kabarık olma durumu.
* Diş, ağız bakımıyla ve hastalıklarıyla uğraşan hekim, diş hekimi.
* Çok küçük diş.
* Diş, ağız bakımıyla ve hastalıklarıyla uğraşan tıp dalı, diş hekimliği.
* Sinir sistemini ve duygu organlarını oluşturan, embriyonun dışyüzünü örten tabaka, ektoderm.