Büyük Türkçe Sözlük
* Mırıldanmak işi.
* Alçak sesle kendi kendine birşeyler söylemek.
* Alçak bir sesle şarkısöylemek.
* Ancak yanındakinin duyabileceği bir biçimde konuşmak.
* Mırıldanırken çıkan ses.
* Seslenme sözü olarak kullanılır. Beyim, aziz dostum, arkadaşım!.
* Bir isteği kabul etmeme, nazlanma.
* bir isteği yerine getirmemek için çeşitli sebepler ileri sürmek, nazlanmak.
* Mırlamak işi.
* (kedi) Mır mır diye ses çıkarmak.
* Tuğgeneral.
* Mirlivalık makamı veya mirliva olma durumu.
* Bir tür kedi.
* Yüzgeçsiz, uzun çıplak gövdeli balık.
* Mırlanan.
* Sürekli sorun çıkaran.
* Miyavlama sesi.
* Kahve çeşidi, bir tür acıkahve.
* Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı.
* İngilizcede evlenmemiş kadınlar için kullanılan unvan.
* Güzel kokulu bir madde.
* temiz ve güzel kokulu.
* çok iyi, usta, elverişli.
* pekâlâ, elbette.
* Güzel kokulu sabun.
* Kokulu üzüm.
* Konuk.
* Gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke.