Büyük Türkçe Sözlük
* (bir işin içinden) kendi saygınlığını yitirmeden çıkmak.
* birinin namus ve onurunu olumsuz biçimde etkilemek.
* kollamak, gözetlemek.
* namusuna, onuruna lâf söylettirmemek.
* ahlâk ve onuruna ters düşen bir durumdan kurtulmak için birini veya kendini öldürmek.
* ahlâk ve onuruna bağlı yaşamak.
* Sonsuz, ucu bucağı olmayan.
* Sonsuz olma durumu.
* Aday.
* Sözlü, yavuklu.
* bir işiçin aday belirleyip sunmak.
* Namzet olma durumu, adaylık.
* Ekmek.
* Yok.
* Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, ıtırlı, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita).
* İçine nane esansı katılarak yapılan likör.
* Nane yapraklarından çıkarılan esans.
* Nane ruhu karıştırılarak yapılan bir çeşit şeker.
* İçinde nane ruhu eritilmiş su.
* yakışıksız bir davranışta bulunmak, uygunsuz bir işyapmak.
* Nanesi olan.
* İçinde nane ruhu olan.
* Güçsüz, dayanıksız (kimse).
* Çok sık hastalanan, sağlıksız (kimse).
* İşten kaçınan, üşengeç.