Büyük Türkçe Sözlük
* bozulmak, doğru ve uygun yolundan ayrılmak.
* Cılklaşmak işi.
* Cılk duruma gelmek.
* Cılk olma durumu.
* Çillenmek işi.
* Çil (Il) oluşmak.
* Çili olan.
* Çili olmayan.
* Deri, ten.
* Formaları veya yaprakları birbirine dikilerek veya yapıştırılarak bir kitaba geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak.
* Bir...
* Cilt işleri yapan dükkân, ciltçi.
* Forma veya fasikül hâlinde yayımlanan eserlerin bir örnek ciltlenip kullanılması için hazırlanan bez veya plâstik kaplanmış kalın karton.
* Kitapları ciltleyen kimse, mücellit.
* Cilt evi.
* Ciltçinin işi, mücellitlik.
* Ciltlemek işi.
* Kitaba cilt yapmak.
* Ciltlenmek işi.
* Ciltlemek işi yapılmak.
* Ciltletmek işi.
* Ciltlemek işini yaptırmak.
* Ciltlenmiş olan.