Büyük Türkçe Sözlük
* Çımacının işi.
* Çelimsiz ve biçimsiz (kimse).
* Orkestralarda çalınan iki yuvarlak yüzeyden oluşmuş metal vurmalı çalgı.
* Dokuma tezgâhındaki kumaşı germeye yarayan iki tarafı dişli araç, çımbar.
* Çımbar.
* Filiz, sürgün.
* Cımbarlamak işi.
* Dokunmakta olan halının veya bezin kenarını cımbarla geriye almak.
* Kıl gibi ince şeyleri tutmak veya çekmek için kullanılan küçük maşa.
* Özellikle dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp gibi maddeleri...
* Dokumacılıkta cımbızlamak işini yapan (kimse).
* Cımbızlamak işi.
* Cımbızla yolmak.
* Dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp gibi maddeleri cımbızla temizlemek.
* Serçenin küçük bir türü.
* Küçük ve tatlı bir tür karpuz.
* Küçük ve sevimli (çocuk, kadın).
* Bir tür oyun.
* Çimdiklemek işi.
* Başparmakla işaret parmağının ucu arasına alınan miktar.
* Gönül kıracak söz.
* Tatar böreği.
* çimdiklemek.
* Çimdiklemek işi.
* Bir kimsenin etini iki parmak ucu arasında kıstırarak sıkıp acıtmak.
* Bir bütünden küçük küçük parçalar koparmak.
* Çimdiklenmek işi.
* Çimdik atılmak.