Büyük Türkçe Sözlük
* Disk atan kimse.
* Diskçinin işi.
* Bilgisayardaki işlemlerin kaydedildiği bir koruyucu içinde bulunan manyetik ortam.
* Anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kazurat.
* Dışkının ve dış salgıların dışarı atılması işlemi.
* Bazı omurgalılarda, özellikle keseliler, sürüngenler ve kuşlarda, bağırsak ile sidik ve üreme kanallarının açıldığı yer.
* Dışkılarda yaşayan hayvanlar.
* Radyo ve diskoteklerde müzik yayınlarını plak veya ses bantları aracılığıyla yöneten kimse.
* Diskotek.
* Plâk, ses bandı koleksiyonu.
* Çalınan plâk, bant vb. eşliğinde dans edilen klüp, disko.
* Kulağın, kulak kepçesi ve dışkulak yolundan oluşan bölümü.
* Söylev, nutuk.
* nutuk verir gibi konuşmak.
* Kutsallıkla ilgisi bulunmayan, kutsallığa ne uygun ne de karşıt olan.
* Dışlamak işi.
* Bir kimse veya bir toplum, bir kimseyi, bir durumu, bir düşünce vb. yi yok saymak, ilgilenmemek.
* Dışlanmak işi veya durumu.
* Dışarıda tutulmak, bir yere veya topluluğa alınmamak.
* Dışlaştırmak işi.
* Dışa vurmak.