Büyük Türkçe Sözlük
* "hamdolsun", "bereket versin" gibi durumdan memnun olunduğunu anlatır.
* Allah'a vereceği canından başka hiç kimseye bir borcu yok.
* "Tanrı esirgesin" anlamında birini överken söylenir.
* ayrılanın kalana söylediği bir esenleme sözü.
* kendi kusuru yüzünden güç bir duruma düşüp yakınan kimseye "ben sana yardım edemem, benden bir şey umma" anlamında söylenir.
* "Allah aşkına" gibi, yerine göre ant verme, yalvarma için kullanılmakla birlikte, şaşma veya usanç gibi duygular da anlatır.
* pek ıssız ve kuytu bir yer.
* şiddetli bir duygulanma anlatan ünlem.
* (bıkkınlık duygusu ile) hemen hemen her gün.
* garip, saf, zavallı (kimse).
* varlığı üzüntü veren.
* kendini veya başkasını öldürmek.
* pek yaramaz, şirret.
* kader.
* cami, mescit.
* insan gönlü.
* çok sıkıntı veren şey.
* beklenmeyen, sebebi anlaşılmayan veya şaşılan şeyler için kullanılır.
* (bir işin, bir olayın) beklenmedik, şaşılacak bir durum almasında kullanılır.
* insan, kimse, kişi.
* ben kendisine bir şey yapmayacağım, yaptığı kötülüğün cezasını Tanrı versin.