Büyük Türkçe Sözlük
* Dişleri dışarıya doğru çıkık olan (kimse).
* Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen (kimse).
* Dişlemek işi.
* Dantel biçiminde süsleme.
* Bir şeyin bir parçasını ısırmak veya koparmak.
* Dişlenmek işi.
* Dişlemek işine konu olmak, dişle ısırılmak.
* Tanelenmek, diş tutmak.
* Güçlenmek, dediğini yaptırır olmak.
* yaşlanmak, ihtiyarlamak.
* Dişletmek işi.
* Dişlemek işini yaptırmak.
* Bir şeye diş açtırmak.
* Dişleri olan.
* Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen güçlü (kimse).
* Dişleri olan çark.
* Kaya balığı.
* Ayakkabıcıların sayayı kalıba...
* saldırıcı olan, sözünü geçiren.
* Boksta karşılaşma sırasında boksörlerin dişlerini ve dudaklarını korumak için dişlerine geçirdikleri kauçuk koruyucu.
* Bir elips ve hiperbolde, odaklar arasındaki uzaklığın büyük eksen uzunluğu ile olan oranı.
* Dış merkezlikle ilgili olan.
* Dişotugillerden, kurak ve çorak yerlerde yetişen, çok yıllık ve otsu bir bitki (Plumbago europea).
* Bitişik taç yapraklı iki çeneklilerden, örneği dişotu olan ve genellikle sıcak ve kurak yerlerde yetişen bitkilerden oluşan familya.
* Dişlerin, katılgan doku, damar ve sinirlerden oluşmuş iç bölümü.
* Hastalara ayakta parasız veya çok az para ile bakılan ve ilâç verilen bakım evi, sağlık evi.
* Bir ortak avaryada deniz kazasından sonra gemi, yük ve navlunla ilgili kimselerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan...
* Dispeç işiyle uğraşan uzman.
* Çok ince katı taneciklerin su vb. sıvılarda erimeden dağılması hâli.