Büyük Türkçe Sözlük
* istek, dilek ve yalvarma amacıyla kullanılır.
* iyi ki.
* yaradılıştan.
* "yapma, utan, yazıktır!".
* can yakıcı, insafsız, acımasız.
* daha çok ağır hastalar için söylenilen "iyileşebilir" anlamında bir iyi dilek sözü.
* Ayrılanın kalan veya kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü.
* Kendisinden hiçbir işte yararlık umulmayan saf ve zararsız (kimse).
* Tanrı'yı tanımayan, Tanrı'nın varlığına inanmayan, Tanrısız.
* Acımasız, insafsız, vicdansız.
* Tanrısızlık.
* Tanrı daha iyisini bilir anlamında kullanılır.
* Yüce Tanrı, ulu Allah.
* Sözünde durmaz, dönek, aldatıcı.
* Kendisine güvenilmesi doğru olmayan (kimse).
* Alt üst, karmakarışık.
* karmakarışık bir duruma getirmek, düzeni bozmak.
* (aklını, zihnini) düşünemez duruma getirmek.
* çok karışık duruma gelmek, altı üstüne gelmek, karmakarışık olmak, düzeni bozulmak.
* (akıl, zihin) şaşkına dönmek, karışmak, şaşırmak.
* Allamak işi.
* "Süslemek, donatmak" anlamına gelen allamak pullamak deyiminde geçer.
* Derin ve çok bilgisi olan, çok bilgili.
* her şeyi bilir görünmek.
* Allâme olma durumu.