Büyük Türkçe Sözlük
* Bir hücre içerisindeki sitoplâzmanın faklılaşmış dış katı.
* Bankalarda mevcut nakit ve derhal paraya çevrilebilecek kıymet.
* Atom ağırlığı 162.5, atom numarası66, yoğunluğu 8,54 olan, 1500° C'de eriyen, açık yeşil renkte çözeltiler veren, az bulunan bir element...
* Herkesin öğrenmesinde sakınca görülmeyen, gizli kapalı olmayan (her türlü bilgi, öğreti), içrek karşıtı.
* Dışla, ilgili, dışa ilişkin, haricî.
* İhracat.
* İhracatçı.
* Dişi olmayan.
* Dişsiz olma durumu.
* Dişlerin dişetlerinin dışında kalan bölümü.
* Aslında olmayıp sonradan ve dışarının etkisiyle ortaya çıkan (düşünceler).
* Bkz. dış evlilik.
* yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek.
* İki paralel doğruyu kesen üçüncü bir doğrunun iki yanında, paralellerin dışında altlı üstlü oluşan dört açıdan her biri.
* Dağıtıcı.
* Distribütörün yaptığı iş, dağıtıcılık.
* Düzgün bir çokgenin köşelerinden geçen dairelerin yarıçapı.
* Bir şeyin dışarıdan görünüşü.
* Aynı irilikte olmayan kütin durumuna gelmiş çiçek tozu tanecikleri.
* Ditmek işi yapılmak.