Büyük Türkçe Sözlük
* Çok hırpalanmak, perişan duruma düşmek, felâketin nereden geldiğini anlayamamak.
* Bir tür engerek.
* Katırlarını kira ile işleten veya katırlarla eşya taşıyan kimse.
* Katır kiraya verme veya katırla yük taşıma işi.
* Baklagillerden, çiçekleri sarı ve şemsiye durumunda olan acı bir bitki (Anagyris foetida).
* Katırlaşmak işi veya durumu.
* Huysuzluk etmek, inatlaşmak, katır gibi davranmak.
* İnatçı, huysuz olma durumu.
* Baklagillerden, dalları çok ince, çiçekleri sarı, bazı türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki (Genista scoparia).
* İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlût.
* Katışık olma durumu.
* İçine başka şeyler karışmamış olan, arı, saf.
* Niteliği hiçbir etki ile değişmeyen, tam, bozulmamış.
* Katışmak işi.
* Benzer olmayan maddelerden oluşmuş bütün.
* Bir topluluğa karışmak, katılmak.
* Katıştırmak işi.
* Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak.
* Bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma, yardım.
* Bir şeye katılan başka bir madde, ek.
* Metal ve alaşımların...
* Petrol ürünlerine katıldığı zaman, bunlara istenilen özellikleri sağlayan veya doğal özelliklerini kuvvetlendiren uygun bir madde.
* Bir işe, bir ortaklığa girişte ödenen ücret.